“Ve anladım ki, Türkiye kendi azınlıklarıyla ilgili siyasetini, sosyal hayattaki sorunlarını şimdiye kadar çözememiş. Hala bu konularla uğraşıyor. Evet, Avrupa’da bunu yapamadı ama söz konusu Türkiye, Türkiye’ye bakalım şimdi; Gördüm ki azınlıklarla doğru dürüst bir denge bulamamamızın temel nedeni Soykırım ve onu toplumsal olarak yeteri kadar yansıtamayışımız. Türkiye, Ermenistan, Soykırım oldu mu, olmadı mı, kabul edelim mi, etmeyelim mi, tüm bunlar bence çok daha uzakta olan şeyler. Aslında toplum olarak kendi hikâyemizi, kendi travmamızı, yaşadıklarımızı yansıtmamız gerekiyor hepimizin. Ondan sonra siyasal olarak ne gerekiyor, ona o zaman karar veririz. Ama azınlıklarımızla ilişkimizi anlayabilmemizin ilk şartı, kendi geçmişimizi anlamamız. Bu filme de bu nedenle karar verdim.”
Kendisiyle hiçbir konuda hesaplaşamamış olan bu ülkenin, geçmişinden gelen ve hesaplaşılması gereken önemli meselelerinden birisi olan Ermeni Soykırımına, The Cut filmiyle bodoslamadan dalan Fatih Akın, elbette hayal kırıklıkları yaşamayı baştan göze almayı kabul etmekte. Kendisiyle filmi hakkında yapılan söyleşilerde büyük bir içtenlikle bunu dile getirmekte olmasına rağmen, yinede Türkiye’deki genç kuşak izleyici kitlesinin beğenisini umutla beklediğini de söylemekten kaçınmamakta. Bu beklentisini de, ‘Gezi’ de meydanlara çıkanların kafalarındaki fikirlerine olan güveninden kaynaklanmakta olduğunun altını çizmekte ve buda beni rahatlatıyor, umut veriyor demekte. Okumaya devam et