RESSAM SELAHATTİN

Kalamış’ta tanıdığım özel insanlardan bir tanesi de Ressam Selahattin’dir. Sonradan yapmış olduğum tüm arama ve araştırmalar sonucunda kendisi hakkında herhangi bir haber yada  bilgi edinebilmiş değilim. Ressam Selahattin gayet naif ve bir o kadarda alçak gönüllü bir insandı. Hani derler ya Kalamış’ın havasını teneffüs eden, suyundan içen bir daha iflah olmaz, Ressam Selahattin’de buralara kadar gelmiş ve bu müstesna yerin havasını teneffüs etmiş ve suyundan içmiş olmakla bir daha da iflah olmadığını, olamayacağını da çok iyi biliyorum.

Onunla olan bir anım şehir hatları vapurunda yaşanmıştır, okula gittiğimiz dönemde şehir hatları vapurlarını kullanmaktaydık ve günlerden bir günde yine okula gitmekteyken, koltuğumuzun altında taşıdığımız kitaplar, okul kitaplarının yanında başka şeylerde olabiliyordu, bunlar yolda okunabilecek türden romanlar, hikaye kitapları, yada bazı sanat kitaplarıydı, o günde benim yanımda yanılmıyorsam Dali’nin bir kitabı vardı. Yolculuk ettiğimiz gemilerde genellikle aynı saatlerde aynı insanlar seyahat ederlerdi, ya işe gidenler yada bizim gibi okula gidenler olur ve bu insanlar bir şekilde birbirlerine aşina olurlardı, o gün bir de baktım ki Ressam Selahattin’de gemide. Kalamış’tan tanıyordum onu, o ise etrafındaki insanlar ve olaylar ile çok fazla ilgili değildi, kendi dünyasındaydı, nedenleri konusuna hiç girmeyeceğim şimdi, ayağa kalkarak yanıma kadar geldi ve elindeki bir Red Kit cildini bana doğru uzatıp benim elimdeki Dali’nin kitabını bakabilir miyim diye istedi. Bende hiç sesimi çıkartmadan onun Red Kit’ini alıp elimdeki kitabı ona verdim çok mutlu olduğunu bu gün gibi hatırlıyorum. Ressam Selahattin’in oldukça dışlanmış birisi olduğunu biliyordum. Bu yüzden de bir müddet Kalamış’ı kendine mekan seçtiğini sanıyorum ama nedendir bilinmez kayboldu gitti sonra. Bu memlekette sanatçı olabilmek için nelere katlanmak zorunluydu. Ressam Selahattin’de kendi dışlanmışlığından kurtulabildiği ender yerlerden birisinin de Kalamış olması  nedeniyle çok mutluydu, çünkü burada her türlü sanat ve sanatçı önemliydi. Gemi iskeleye yanaştığı zaman yanıma gelerek, ona bakması için verdiğim kitabı bana geri verip kendi kitabını da alarak yanımdan uzaklaştı gitti.

Arkadaşım ve dostum Dodo’dan yeni öğrenmiş olduğum üzere kaybetmiş olduğumuz Ressam Selahattin için tanrıdan rahmet dilerim.

Bu bana yine şehir hatları vapurunda yaşadığım bir başka anımdan edindiğim izlenimi hatırlattı, o gün  annesinin yanında gelen küçük bir kız çocuğu ile, babasının yanında gelen küçük bir erkek çocuğunun arasında geçen, tanık olduğum olayda ise, erkek çocuk babasının yanından kalkıp, annesinin yanında oturan kız çocuğunun yanına gidip, elinden tutarak, yerinden kaldırıp geminin arka sahanlığına götürerek birlikte denizi seyretmeleri kadar naif ve tüm toplumsal baskılardan uzak olabilecek bir davranıştı Ressam Selahattin’in de tavır ve davranışı.

ressam

Ressam Mümtaz Yener Kalamış Köhne’de oturmakta.

Kalamış’ta yaşayan ünlü ressamlardan biriside yine rahmetle anacağımız Mümtaz Yener’dir. Bu güzelim yerden kimler geçmemiştir ki. Her gün Köhne’ye gelerek koltuğunun altında taşıdığı kağıtlara çizdiği desenlerin  muhteşem tablolara dönüştüklerini seneler sonra görecektik. Yaşayan sanatçılar nedense yaşamlarında anlaşılamıyor ve kıymetleri bilinemiyor. Onun karıncaları sanki M.C.Escher’in karıncalarıyla boy ölçüşmekteydi.

 

myener_yesil_karincalar

Mümtaz Yener’in Karıncaları

RESSAM SELAHATTİN” hakkında 3 yorum

  1. Ressam Selahattin de öldü dostum.
    10 sene falan olmuştur.
    Yalnız yaşadığı
    Plajyolu-Santral’daki
    evinde ölü bulundu.
    Bulunduğunda öleli epeyce olmuş.
    Ölüm sebebini şimdi
    Hatırlamıyorum.

  2. Mümtaz Bey’in yanında oturan kim? Fotograf net olmadığı için bir türlü emin olamadım ama en çok Birol’a benziyor.

    • Sonradan fotonun daha düzgün olanından baktım.Mümtaz Beyin yanınadaki zat-ı muhterem Sedat Antay’dır.

Yorumlar kapalı.