MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ŞAHANE

Mekteb-İ Tıbbiye-i Şahane

Mekteb-İ Tıbbiye-i Şahane

Osmanlı İmparatorluğu’nda medrese tipi öğretimden modern tıp eğitimine geçişin 14 Mart 1827 tarihinde Tıphane ve Cerrahhane-i Amire isimli okulun açılmasıyla başladığı kabul edilir; 14 Mart tarihi bu nedenle ülkemizde tıp bayramı olarak kutlanmaktadır.

Ülkemizin bu ilk modern tıp okulu, daha sonra Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane ismini almış ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde hizmet vermiştir. Bugün Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampusu olarak hizmet veren ve görkemli mimarisi ile dikkat çeken yapı da, Sultan II Abdülhamit döneminde 1894 yılında inşasına başlanmış ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ismi altında tıp fakültesi olarak inşa edilmiştir. Bina 1903 yılında eğitime açılarak eğitime başlanmıştır. Bu okul sayesinde, o zamana değin adeta göçebe bir şekilde hizmet veren ve bir semtten diğerine taşınan tıp okulları, böylece tek bina kompleksinde hizmet veren modern bir kampus yapısı içerisinde toplanmıştır. Bina Türkiye’deki modern tıp eğitiminin tarihi içerisinde önemli yer tutmuş, Ulusal Kurtuluş Savaşımız ve yakın dönem tıp tarihimizin önemli olaylarına tanıklık etmiştir.
Sultan II. Mahmud (1808-1839) döneminde Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağında açılan Tıphane ve Cerrahhane-i Amire isimli ilk modern tıp okulu, askeri bir okul olup yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Mahmudiye adlı orduya hekim yetiştirilmesi amacı ile kurulmuştur. Okul daha sonra İstanbul’un farklı semtlerine taşınır; 1839 yılında Galatasaray’daki eski Enderun Ağaları Mektebi’nin (bugünkü Galatasaray Lisesi’nin olduğu yer) bulunduğu yere taşındığı zaman ise Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane ismini alır. Okulun eğitim dili ise Fransızca’dır. Ancak okulun binası 1849’daki Galatasaray’daki yangın sonucu yine taşınmak zorunda kalır. Önce Halıcıoğlu’ndaki Topçu Kışlasına, ardından Hasköy’deki Gergeroğlu Konağına yerleşen okul, 1866 yılında Sirkeci’deki Demirkapı Kışlası’na geçer. Bu sırada, 1867 yılında Mekteb-i Tıbbiye içerisinde Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye yani sivil tıbbiye kurulur; eğitim dili ise Türkçe’dir. Hem sivil hem de askeri tıbbiye okulları, 1874 yılında onarılmış olan Galatasaray’daki binaya dönerler. Her iki okul 1876 yılında tekrar Demirkapı Kışlası’na taşınır. Sivil tıp okulu daha sonra Kadırga’ya yerleşir.

Türkiye’deki modern tıp eğitimi verilen ilk okulların serüvenine bakıldığında, yerleşimin önemli bir sorun oluşturduğu görülmektedir. Birbirinden ayrı ve yetersiz şartlarda çalışan ayrı iki okul için yeni bir yerleşime ihtiyaç olduğu açıktır. Devrin padişahı II Abdülhamit, Serasker Rıza Paşa’nın da önerisiyle, gürültüden uzak ve denizaşırı bir yerde yeni bir bina yapılmasını ister. Bu istekte, o sırada Türkiye’de istihdam edilen Fransız birliklerine mensup Dr. Marjeri’nin Mektebi Tıbbiye’nin ıslahı hakkında hazırladığı rapor da etkili olmuştur. Bu rapor, okul yöneticilerinin ve maarif nazırının da yer aldığı bir komisyonda tartışmaya açılmıştır. Askeri Mektepler Nazırı Zeki Paşa, askeri tıbbiyedeki siyasi hareketlerinin kontrolünün güçleşeceğini öne sürerek, okulun Anadolu yakasına taşınmasına itiraz eder. Ancak komisyon, iyi hekim yetişmesi için modern bir tıp okulunun gerektiğini ve mevcut tıbbiye okulunun yerleşiminin okul olarak kullanılmaya uygun olmadığını vurgulayarak, askeri tıbbiyenin Haydarpaşa’ya nakledilmesini karara bağlar.

Böylece Haydarpaşa’da inşa edilen ve günümüzde Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü olarak kullanılan binanın yapım süreci başlamış olur. Türkiye’deki modern cerrahinin kurucusu sayılan ve İstanbul’un belediye başkanı olarak da görev yapmış olan Cemil Topuzlu Paşa (1866-1958) anılarında bu süreci özetlerken, padişaha Gülhane Kışlası’ndaki gürültüden hastaların şikayetçi olduğunu belirttiğini yazmaktadır; padişah da sonunda durumu Serasker Rıza Paşa’ya bildireceğini ve şehir dışında yeni bir tıp okulunun inşa edileceğini söyler. Cemil Topuzlu Paşa, inşaat bedelinin 450.000 altın tuttuğunu da belirtmektedir.

Yeni tıp okulunun inşaatı 11 Şubat 1895 tarihinde başlamıştır. Binanın mimari tasarımı dönemin önde gelen mimarlarında Alexandre Vallaury ve Raimondo D’Aronco’ya aittir. Bina daha önceden yapılmış olan Haydarpaşa Askeri Hastanesi ile Selimiye Kışlası arasında ve yaklaşık 80.000 metrekarelik bir arsa üzerine inşa edilmiştir, ortasında 140 x 80m boyutunda dikdörtgen bir avlu yer almaktadır. Bu orta avlu dörtkenarı boyunca koridorlarla çevrilidir. Avlunun güney, batı ve kuzey kenarlarında sınıflar ve diğer birimler yapının dış yüzeyinde olacak şekilde sıralanmaktadır. Doğu kenarındaki koridora ise, binanın bugünkü Tıbbiye Caddesi’ne bakan cephesinden görülen 5 farklı kitle eklenmekte ve böylece okulun mimari tasarımı da kışla tipi yapılardan ayrılmaktadır.

İnşaat alanı yaklaşık 24,000 m2 olan okulun duvarlarında Hereke ve Bilecek ocaklarında özel olarak getirilmiş renkli granitler kullanılmış, harçlar için Marsilya’dan su kireci getirilmiştir. Metal kısımlar ise Belçika’dan alınmış, metal çerçeveli pencereler ise, Viyana’da hazırlatılıp getirilmiştir. Okulun ortasındaki avlu öğrenciler için bahçe olarak tasarlanmış ve gerekli bitki ve nadir ağaçlar Fransa’dan temin edilmiştir. Bugün Marmara Üniversitesi Kampuslarından biri olarak kullanılan bina, büyüklüğüne rağmen hızla inşa edilmiş ve 1900 yılında tamamlanmıştır. Ayrıca, 1901 yılında tıbbiye binasının karşısına yaklaşık 75 metre mesafede bulunan klinik pavyonlarının inşaatına başlanmıştır. Mekteb-i Tıbbiye’nin yeni binası, II. Abdülhamit’in doğum günü olan 15 Şaban 1321 / 6 Kasım 1903 Cuma günü açılış ve eğitime başlama töreni yapılmıştır.

1909 yılında, askeri ve sivil tıbbiyeler Haydarpaşa’daki tıbbiye binasında birleştirilerek Haydarpaşa Tıp Fakültesi adını alır. Fakülte reisi, yani dekan olarak ise Cemil Paşa (Topuzlu) seçilmiştir.

Tıp fakültesi Birinci Dünya Savaşı sırasında sıkıntılı dönemler geçirmiştir. 1913 yılında verdiği 118 mezunun ardından eğitime ara verilmiş ve bina 1914 yılında Yedek Askeri Hastane olarak hizmet vermiş, 1916 yılında ise öğretime yeniden başlanmıştır. 1919’da okul İngiliz İşgal kuvvetlerinin denetimine girmiş, eğitim sırasında büyük zorluklar ve baskılar ile karşılaşılmıştır. Ancak tüm bunlara karşın, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ve sonraki ismiyle Haydarpaşa Tıp Fakültesi’nden 1912-1922 yılları arasında yetişen hekimler, askeri hekimlik ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele sahalarında başarıyla hizmet vermişlerdir.

Haydarpaşa Numune Hastanesi

Haydarpaşa Numune Hastanesi

1933 yılındaki Üniversite Reformu’nda tıp fakültesi Avrupa yakasına taşınmış, Mekteb-i Tıbbiye binası ise Milli Eğitim Bakanlığına bırakılarak Haydarpaşa Lisesi’nin kullanımına geçmiştir. Okulun klinik pavyonları ise günümüzde halen Haydarpaşa Numune Hastanesi olarak hizmet vermektedir. 1933-1983 yılları arasındaki 50 yıllık süre boyunca Haydarpaşa Lisesi olarak kullanılan Tıbbiye binası ise, 1983 yılında Marmara Üniversitesi’ne verilerek yeniden bir üniversite bünyesine geçmiştir. Böylece, bir yüzyılı aşkın tarihin tanığı olan bina, Mekteb-i Tıbbiye ve Haydarpaşa Tıp Fakültesi isimleri altında Türk tıbbına hizmet verdikten sonra tekrar aynı işlevine kavuşmuş bulunmaktadır. Bu görkemli yapı tarihsel kimliği ve mirası ile, bugün de Tıp Fakültesi de dâhil olmak üzere halen Marmara Üniversitesi’nin Haydarpaşa kampusundaki eğitim kurumlarına ev sahipliği yapmayı sürdürmektedir.

Kaynak: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tarihçesi