BİR TURİST DAHA

Mısır ve Tunus karışınca Türkiye’nin turizmde bu fırsatı kaçırmayacağı düşünülüyordu. Nitekim Ocak-Nisan’da turist sayısı yüzde 21 arttı. Sadece Nisan’daki artış yüzde 31 oldu. İşte zaten ne olduysa o rakamlardan sonra oldu. Bu yıl Türkiye’ye turist akacağını düşünen otel sahipleri ‘early booking’i yani erken rezervasyon işlemlerini kesti. Oda fiyatlarını yükseltmeye başladı. Bu resti gören Avrupalı ve Rus turist de beklemeye geçti.

Türkiye’ye 700 bin turist taşıyan GTI Travel’ın da sahibi Kayı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Talha Görgülü, şöyle demişti: “TÜRSAB olarak uyarılarımızı yapıyoruz. Buna rağmen oteller burunlarından kıl aldırmadılar. Şimdi bir anda satışlar kesildi. Tabir yerindeyse ayağımıza kurşun sıktık. Alman ve Rus turist ‘last minute’ rezervasyonu beklemeye başladı. Çünkü fiyatların düşmesi gerektiğini gördü. Adeta reste restle karşılık verdiler ve şu an oyunu kazanacak gibi görünüyorlar. İngiltere’de de ekonomik sıkıntı olduğu için o pazarda bir durgunluk var. Netice itibarıyla Türk turizmi çok iyi bir sezon geçirebilecekken, bu fırsatı kaçırdı.”

Burunlarından kıl aldırtmayan otellerimiz, gaza gelerek bütün turistlerin ülkemize geleceğini sanıp, yukarı kaldırdıkları fiyatlarının bir anda ellerinde patladıklarını görünce ne yapacaklarını şaşırıp, sezonu kapatmadan önce, ülkemize gelme becerisi gösterebilmiş birkaç turistten bütün zararlarını karşılayabilecekleri düşüncesiyle, yedirdikleri bulamaçlar yetmeyip bir de öldüren içkileri dayayınca bundan sonra elindeki fenerle insanlığı arayan Diyojen gibi turist aramaya başlayacaklardır hep birlikte.

Ülkemizde turizm endüstrisi adına gelmiş geçmiş tüm zamanlar adına yapılan en büyük yapılanmalarından birisi olan kamu arazilerinin 99 yıllığına turizm yatırımcılarına kiralanması uygulamasının aslında nasıl ve ne şekilde bireysel çıkarlar ve menfaatler sağlanması uygulamasına dönüşmesinin bariz bir görüntüsü olmaktadır bu düzenlemelerin tamamı.

KAZMAYI BİR VURSAK.

Ülkemizde yaşanan toplum sorunsallarını ortaya koyabilmek adına bir ünlü yazarımız şöyle demekteydi “Önce Ekmekler Bozuldu” evet ilkönce ekmeğin gramajından çalarak kar etmesini öğrenen fırıncılar daha sonraları demirden, betondan, kumdan çalarak zengin olacak müteahhitlere örnek olmuşlardı ve açılan bu yolda yürüyecek olanlar kendilerini aşarak 1980 sonrası, şirketlerindeki yönetim kurulu üyeliklerine emekli paşaları yerleştirerek minnet borçlarını ödeyeceklerdi.

Devrin rüzgarını arkasına alarak pupa’dan ilerleyen şirketler, yönetim kurulu üyesi yaptıkları emekli paşalar eliyle elde ettikleri ayrıcalıkların tadını yaşamaya başlamışlar Ege ve Akdeniz bölgesinde “Turizmi Teşvik” adı altında yapılan yasal düzenlemelerle bir çok kıymetli kamu arazilerini ellerine geçirmişlerdi.

İşin arazi yanı tamamlanmıştı ya geriye kalan tesis yatırımı yanı nasıl tamamlanacaktı, Fethiye’deki en güzel koydaki arazi “Turizmi Teşvik” uygulaması kapsamında elde edilmişti ama üzerine inşa edilecek tesise nasıl ucuz yollu kredi temin edilecekti.

Bir büyük şirkette yönetim kurulu üyeliği sıfatını elde etmiş bulunan emekli paşalar sayesinde bu sorunu çözmek hiç de zor olmayacaktı. Yatırımlara kredi sağlayan ve teşvikler kapsamında yatırımcı şirketlere yasal olarak yol gösterici olan resmi müesseseler sayesinde kredi sorunu neredeyse üste para veren bir şekle dönüştürülmüştü.

Nasıl mı?

Yatırım amacıyla tahsis edilen kredinin kapatılması, yatırım harcamalarında kullanılan sarfların faturalarının ibrazı yöntemiyle sağlanmaktaydı, bu ise alına kredilerin kapatılmasında sadece sarflar için sağlanan faturaların dışında %40’a varan ekstra olarak piyasadan alınan faturalar demekti.

Sarflara ait faturalar hazırlanan şatafatlı dosyalarda kredi veren kuruluşlara içlerindeki cazip hediyelerle ibraz edilmekte ve alınan %40 fazla faturalarıyla krediler bir güzel kapatılmaktaydı.

Paranın kokusunu alan turizm yatırımcısı olmaya aday, hayatında turizmi tanımamış ve bilmemiş iş adamlarımız, bu sayede tatil köyleri ve beş yıldızlı(!) turistik tesis, otel ve hatta oteller zinciri sahibi olmuşlar ülkenin turizmini yönlendirir hale gelmişlerdir, bu yolla elde edilerek servetlerine servet katan yatırımcı iş adamlarımızdan feyiz alarak yetişen yeni kuşak yatırımcılarımızda gelişen ve yeni oluşmaya başlayan koşullardan istifade ederek elde ettikleri servetlerine legalite kazandırma amacıyla turizm yatırımlarına yönelmişler hatta bu işi tüm dünyaya da yayarak daha  legal hale getirebilme amacıyla işi “gay” turizmine kadar vardırmışlardır.

Azgınlık ve ölçü bilmezlik sonucunda, Antalya ilinin en güzel sahillerinin bulunduğu, Alanya, Kemer, Side gibi ilçelerinde otellerin işgali nedeniyle denize girilecek halka açık plaj bulabilme imkânı kalmamıştır.

Dünyanın en tanınmış sahillerini göz önüne getirecek olursanız, nasıl koruma altında olduklarını da hatırlayacak ve aklınıza bir anda tüm sahillerin halka açık olmaları gerektiği gelecektir.

Olsun biz turizm endüstrisi adına bütün sahillerimizi otellere 99 yıllığına kiralayalım, kendimize denize girecek yer kalmasın, yeter ki ülkemize turist gelsin ve bacasız sanayi kazansın derken, ülkemize gelmek gafletinde bulunan turistleri de öldürmemeyi başarırsak, gerçekten başımızdaki en büyük ekonomik sorunlardan birisi olan ‘cari açık’ meselesini de kapatarak başımızdan defedeceğimize inanıyorum.

Son söz: İyi turist, yaşayan turisttir.

BİR TURİST DAHA” hakkında bir yorum

  1. Bu yaz Türkiye’ye 50 bin kişiyi taşıyacak olan Holidays4UK yaz ortasında battı! Halen yurtdışında olan 12 bin kişinin büyük bir kısmı Türkiye’de tatilde ve Sivil Havacılık Kurumu tarafından ATOL güvencesi altında İngiltere’ye geri getirilecek.

    Sivil Havacılık Kurumuna bu operasyon £9,5 milyona mal olacak. Bu masrafın £4,5 milyonu ATOL bonosu ve Holidays4UK şirketinin ayırdığı güvencelerle karşılanacak.

    Holidays4UK iki Türk-İngiliz aile tarafından 17 senedir Brighton’dan idare ediliyordu. Şirketin yıllık cirosu £35 milyondu ve ATOL koruması altında 100 bin kişiyi taşıma hakkı vardı.

    Daha ayrıntılı bilgi: The Guardian’da Budget tour firm Holidays 4U goes bust

    Kriz gittikçe çılgınlaşıyor. Artık aklınızı başınıza alın, orada mahsur kalan turistlere geri dönünceye kadar insan muamelesi yapıp en azından bir başka sene gelmeyi düşünmelerini sağlayın.

Yorumlar kapalı.