MEDYANIN ELLERİ

Tüm medya kuruluşları, yerel olsun, ulusal olsun, uluslar arası olsun, her birinin ekonomik alanda ki boyutları da onların etkinlik ve yetkinlik ölçülerini meydana getirmekte başka bir ifadeyle yazdıkları ile söylediklerinin ne kadar çok insanı etkilemekte olduğu en ince ayrıntısına kadar hesaplanmaktadır.

Ortaya koyduğu ilkeler ile 20. Yüzyılın dâhilerinden olduğu, eline su dökebilecek olanların yanında ancak çömez kalabileceği Josef Goebbels’in açtığı yolda ilerleyerek mesleklerini en ileri seviyede icra ettiklerine inanan siyaset ve ekonominin emrinde çalışan adlarına da iletişim uzmanı denilen bir sürü adam/kadın her gün beynimizi yıkamakla meşgul. Şeytanın bile aklına gelmeyen detaylarda saklı olan bir sürü yöntemle insanlara hap yapıp yutturmaya uğraşmaktalar sahip oldukları arkalarındaki gücün, ete kemiğe ve kana bürünmüş haliyle elde ettikleri ya da şapkalarından çıkardıkları sihirli haberleri ile tüm etkinliklerini.

“Bana bir destek noktası bulun dünyayı yerinden oynatayım.” Diyen Yunanlı filozof Archimedes’in bu ünlü sözü günümüzde “Bana bir medya kuruluşu verin insanlara istediğinizi yaptırayım” şekline dönüşmüştür.

Bu amaca hizmet ettiği müddetçe herhangi bir sorun eğri ya da doğru elinizdeki sihirli değneğin gücüyle istediğiniz biçime dönüşecek haklıyken haksız, haksızken haklı olmanız kaçınılmaz olacaktır.

Yolda giderken altgeçitlere asılan reklam panolarında bile bilinçsizce okumakta olduğunuz ifadeler dahi sizi yönlendirmeye çalışan bu zihniyetin bir uzantısıdır.

Her gün yeni bir ismin parlatılarak, gözümüze sokulmaya çalışıldığı, alt yapılarının, medyanın çeşitli alanlarında hazırlanarak bizlere sunulduğu, tutarsa tutar tutmazsa kaldırıp atarsın mantığıyla raflarda yerini alan sürüsüne bereket yayın, dizi filmler, facebook, twitter ve daha aklınıza ne gelirse yaşamımızın her alanını ele geçirmiş durumda.

Avucunuzun içindeki bir araçla, her nerede bulunuyorsanız, tüm dünya ile haberleşebilmekte, internet bağlantısıyla kimin ne yaptığını ya da sizin neler yaptığınızı dünyaya ilan edebilmektesiniz.

Bir ağabeyimiz buna beklentileri yönetmek ve belli politikaları uygulamaya koymadan önce kamuoyu oluşturma biçiminde yaklaşmakta “Fikri satmadan, malı satamazsın” ilkesinin evrenselliğiyle ortaya koymaktadır.

Bunun beyin yıkama veya zihin şartlandırma olarak da adlandırmanın mümkün olduğunu söyledikten sonra amaca hizmet olarak her yapılanın ahlaki olması gerektiği yalan ve dolana dayanan fikir ve eylemlerle amaçlanan en yüksek faydanın elde edilemeyeceği sonucuna varmaktadır.

Yıllar önce rahmetli Başbakanlarımızdan Turgut Özal şöyle demekteydi medyadan rahatsız olanlar için, televizyonların açma kapatma düğmesi vardır, istemediğiniz programları seyretmek zorunda değilsiniz.

Siz izlemek zorunda olmadığınız programlar için televizyonunuzun düğmesini kapatsanız da, gazete, dergi, kitap okumasanız da, sinemaya, tiyatroya gitmeseniz de kısacası görmek istemediklerinizi görmeseniz, duymak istemediklerinizi duymasanız da dünya dönmeye devam edecektir.