The Essentials Rock Discography kitabında Janis Joplin şöyle tanımlanmış:
Tüm zamanların en iyi kadın şarkıcısı.
Bu da çakma Janis Joplin. Tanımlandığı uluslararası herhangi bir kaynak yok.
Elindeki Jack Daniel’s şişesiyle reklam kokan ama bilezikleri, kolyeleri ve gözündeki yuvarlak gözlükleri, dağınık saçlarıyla tıpkısının aynısı olmaya çalıştığı çakma bir Janis Joplin olmaktan öteye geçemeyen ünlülerimizden birisi, yıllar sonra menapoza girerek unutulma sendromundan kurtulabilme düşüncesiyle tıpkı eski günlerindeki gibi ünlenebilmesini borçlu olduklarının benzeri fotoğraflarıyla gazete sahifelerinden gözlerimize sokulmaya başlandı.
Yıllar öncesinin tek kanallı siyah beyaz TV ekranında, iri cüssesi ile, büyük şehirler dışında yaşayanların ve kendisini köşe yazarı sananların asla tanıyabilmek ve sanatı hakkında herhangi bir fikir sahibi olamadan mezara gidecekleri, Janis Joplin’in zavallı bir taklidi olarak yuvarlak gözlükleri, dağınık saçları, bilezikleri, yüzükleri ve kolyeleriyle o zamanlarda meşhur olan ablasının hatırına TV yapımcıları sayesinde bol bol boy göstermekteydi kendini “freak” sanan bu ablamız.
1979 yılında söz ve müziğinde çok ünlü bir arabeskçimizin imzası olan albümüyle şöhreti yakalayan bu çakma Janis Joplin hayranı ablamız, işin tadını alarak “Boş ver ya Janis Joplin taklidi olmaktan bu ülkede kimse bir bok anlamıyor zaten.” Diyerek işi arabeske dökmüş, sonradan esen rüzgarlarla aman küpümü doldurmaya devam edeyim diğerleri götürürken ben gerilerde kalmayım diyerek pop müziğine yönelmiş, elinden gelen her türlü aculluğu sergileyerek bizlere ne kadar büyük bir sanatçı olduğu pompalanmış en sonunda da katıldığı TV programlarında attığı lüzumsuz kahkahalarıyla kendisini gündemde tutmayı sağlamaya çalışmıştır.
Geride kalan fazla bir şey olmadığından, sabun köpüğü gibi sönüp giden şöhretli günlerini acaba bir kez daha yakalayabilir miyim düşüncesiyle eline aldığı Jack Daniel’s şişesiyle ortaya dökülerek poz veren bu ablamıza artık hiç şansı kalmadığını, ayrıca geçen bunca zamana rağmen sonsuzluğa ulaşmış olduğu kişiliği ve sanatıyla yer ettiği dünyamızda, adını müzik tarihinin sahifelerine altın harflerle kazımış olan Janis Joplin’in ucuz ve kötü bir kopyasından başka bir şey olamayacağını da aklı başında olan birilerinin anlatması gerekir.
Son söz: Aslı varken surete ne gerek.

