TURİSTLERİ ÖLDÜRMEYELİM.

Ekonomimizin girdi kalemleri içerisinde Görünmeyen Kalemler adı altında yer alan en önemli girdilerden bir tanesi olan turizm gelirleri ve diğerleri de navlun da­hil ulaştırma, haberleşme, inşaat, danışmanlık ve mühendislik hiz­metleri, sigortacılık, mali hizmetler, patent ve telif hakkı ödemeleri, finansal kiralama, kültür ve eğitim hizmetleri gibi kalemleri kapsar. Hizmet niteliğinde olmamakla bir­likte, yabancı yatırım kâr ve faiz transferleri de görünmeyen kalem­ler içerisindedir.

Bu kısa bilginin adından da anlaşılacağı üzere elle tutulur gözle görünür bir ekonomik değer olmadığından güvenli ve inanılır bir takım verilere ihtiyacı olmaktadır, bu durumda ülkemizde turizm alanında söz sahibi en önemli kuruluşu olan TÜRSAB’ın verilerine göre ülkemizi ziyaret eden turist sayıları ile elde edilen gelirlerin değerlendirmesine ait tablo,

YıllarTurist Sayısı +000Gelir $ +000Adam Başı Harcama $
201028.63218.577649
200927.07715.010554
200826.33716.761636
200723.34113.990599
200619.81912.553633

AB Ülkelerinden bazı örnekler, 2010 yılına göre:

ÜlkeTurist Sayısı +000Gelir $ +000Adam Başı Harcama $
Fransa79.00049.000620
İspanya53.00053.0001.000
İtalya43.00040.000930
İngiltere28.00030.0001.071
Almanya24.00034.0001.416

Bu tabloda ortaya çıkan bir gerçekte dünya ortalamasında turistlerin kişi başına harcamaları gidilen ülkelerdeki özelliklere göre değişmekteyse de sonuçta gezenlerin çoğunluğu yıllık izinlerini kullanan çalışanlar ile emekliler kitlesi olduğundan seviyesi belli olmakta fakat bir ülkenin turizm gelirini artırmasının yolu ise daha fazla sayıda turistin ülkesine gelmesini sağlamaktan geçmektedir.

Yine TÜRSAB verilerine göre ülkemize gelen turistlerin son beş yıla göre ortalama olarak dağılımları ise şu şekildedir,

%30  Bulgaristan, Çekoslavakya, Macaristan, Polonya ve B.D.T (Birleşik Devletler Topluluğu)

%07 İran

%3  Suriye, B.A.E (Birleşik Arap Emirlikleri) Irak, İsrail

%40 AB Ülkeleri

%20 Diğer Ülkeler Arjantin, Brezilya, Kanada, ABD v.s

Özet olarak görülecek olan bu tablolara dikkat edildiği zaman ülkemize gelen turistlerin %30 ağırlığa sahip olarak önemli bir bölümünün kuzey ülkelerinden gelenler olduğu tespit edilecektir zira AB ülkeleri her ne kadar %40 gibi bir ortalamaya sahipse de, aslında bu oranın içerisinde AB ülkelerinde yaşayan ve yaşadıkları ülkelerin vatandaşı olmuş bulunan Türk’lerin sayısının ne olduğu hakkında bir açıklama yoktur. Gerçek olarak ülkemizi ziyaret eden Alman vatandaşlarının sayısının ne olduğunu maalesef bilememekteyiz.

Bu durumda ülkemizi ziyaret gelen turistlere verilen hizmetleri değerlendirecek olursa, başta konaklamaları ile kültür amaçlı müzeler ile diğer her turist için çekici ve cazip olan alışverişlerden, yat ve helikopter gezileri ile spor amaçlı birçok aktiviteyi sayabiliriz.

Tüm bu hizmetler ve aktivitelerin yurt dışı pazarlarda bir meta olarak değerlendirilerek satışa sunulması elbette ki mavi deniz, güneş ve kum olmamakta, uluslar arası bir rekabetinde bütün acımasız koşullarını beraberinde taşımaktadır.

Sonuçta ülkemizi ziyarete gelen turistlerin hoşnut olarak evlerine dönmelerini sağlamak ekonomik açıdan elde edilen en büyük başarı olması gerekmektedir ancak bizler ne yazık ki değerlendirmelerimizi bu varsayıma göre değil en az maliyetle en yüksek getiriyi elde etmek üzere ülkemizi ziyarete gelen turistleri nasıl kazıklarız mantığıyla hareket etmekte olduğumuzdan bir süre sonra otellerimizde orasını burasını avuçlayarak turist bekleyen resepsiyon memurlarının bolluğundan şikayetçi olacağız.

Gelen turistlerin ortama olarak ülkemizdeki otellerde kalma süresi 7 gün olmaktadır ve bu sürede verilen fiyatlar oda-kahvaltı olarak 15 euro civarındadır demek ki yaklaşık bir hesapla 2 kişi için 30 euro günlük, 7 gün için 210 euro başka bir deyimle 280 dolar 1 kişi içinse 150 dolar civarında olmaktadır.

TÜRSAB verilerine göre ise ortalama bir turistin harcaması 650 dolardır bunu bir çelişki olarak ortaya koymak ve tartışmak ayrı bir konu olsa bile bunu bir tarafa bırakıp değerlendirmeyi gelen turistin harcamalarının sadece konaklama için olmadığını varsayarsak bu durumda otel günlük 15 euro olarak verdiği fiyat üzerinden nasıl kar edecektir?

Bu durumda kar etmenin çeşitli yolları vardır elbette,

  1. Mevsimlik, geçici, sigortasız, hiçbir eğitimi ve tecrübesi olamayan yakın çevreden seçilen yerel insanları otelde hizmetli olarak çalıştıracaksınız.
  2. Ülkemizde asgari ücreti kaç TL.olarak bilmektesiniz?
    Brüt 796,5 TL. net olarak asgari geçim indirimi dahil 630 TL. olduğunu söyleyerek yanılacaksınız çünkü 300-350 TL. aylık olarak ödeme yapılmaktadır.
  3. Yemekleri yaparken kullanılan malzemelerin ne olduğunu düşünmektesiniz.
  4. Genellikle içecekler standart olarak fiyatlara dâhil

olup bazı içkiler ekstradırlar bu durumda da en güzel kar içeceklerden elde edilmektedir, ancak bunların gerek iç piyasadan gerek dış piyasadan yasal yollardan elde edilerek, gelen turistlere sunulduğunu sakın düşünmeyiniz o halde kar değil zarar edecektir otel işletmesi, peki nasıl elde edilmesi gerekir içeceklerin, elbette kaçak imalat yoluyla, içki yasağı olan ülkelerdeki gibi ancak burada unutulmaması gerek bir başka husus daha mevcuttur.

Kaçak içki yapımı ile kastedilen amaç ilk olarak herhangi bir ülkede eğer içki içilmesi yasaklanmışsa  o ülkede içki yasa dışı olarak birileri tarafından imal edilecektir, diğeri ise bir ülkede eğer içki üzerinden alınan vergiler fahiş boyutlardaysa orada vergiden kaçınma nedeniyle yasa dışı içki imalatı yapılacaktır fakat burada olması gereken kaçak içkinin her ne kadar yasa dışı olarak imalatı yapılmaktaysa da imal edilen içkinin formülü ve nasıl üretilmesi gerektiği bellidir burada da yine bizim ülkemizin insanına has aşırı kar ve çapulculuk hırsı ile hareket edildiği ve yasa dışı yollardan imal edildiği belli olan içkilerde insan sağlığını da hiçe sayan bir vurdumduymazlık ve aymazlık ile hareket edilerek elde edilecek maksimum kar gözetilmektedir.

Sonuçta ortaya çıkan tablo ise içler acısıdır, kişi başına 15 euro fiyat verilen otellerde konaklayan turistlere kar edebilmek amacıyla yedirilen yemeklerden her türlü bağırsak enfeksiyonuna maruz kalınması mı yoksa içtikleri içkilerden körlüğe kadar giden bir süreç yaşanması mıdır turizmimizin geleceği?

Akdeniz bölgesindeki hastanelerde görev yapan doktorlar sizlere sesleniyorum göz rahatsızları nedeniyle tedavi için başvuran hastaların istatistiklerinde artış var mıdır?

Bize her dakika e-mail gönderen TUİK bu sonuçları da bir açıklasa da öğrensek.

Çapulculuk hırsı genlerinde var olanların doyumsuzca sergiledikleri maksimum kar elde edebilmek için insan hayatını hiçe sayan bu tavır ve davranışları,  turist gelsin de biz nasıl olsa onu bir şekilde iyi ederiz mantığıyla verilen otel fiyatlarının artık sorgulanması ve bu pisliğin temizlenmesi gerekmektedir, çünkü bu artık bir cinayet girişimiyle eş değerlidir. Kaçak içkiden ölen turistlerin ölümlerine sebep olanların ibret-i âlem için cinayet suçuyla yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekir. Bakalım göreceğiz neler olacağını.

  1. Kar etmenin yollarından biriside, gelen turistleri ekstra turlarla götürmekten geçmektedir, günü birlik ya da bir iki gün olarak düzenlenen ekstra turlarda turist kazıklamanın her türlü incelikleri tatbik edilerek ilgi çekebilecek türdeki, derici, kuyumcu v.s satış yapan mağazalardan “hanut” adı altında komisyon alınarak tur fiyatından edilen zararı kapatmaktan geçmektedir.

Belki bu yöntemlerin bazıları değişik ülkelerde uygulanmaktadır çünkü önemli olan insan faktörü olduğuna göre her yerde benzerlerine rastlamak mümkün olabilecektir ancak kaçak içki nedeniyle ülkelerini ziyarete gelerek birkaç güzel gün yaşamak düşüncesinden başka niyeti olmayan insanları adeta cinayet işlercesine öldüren bir başka ülke dünyada herhalde bizden başka yoktur.

Ayrıca unutmayalım ki, ülkemize gelerek bisikletle tur yapmak gibi masumane bir düşünceden başka niyeti olmayan İtalyan turist Pippa Bacca ‘yı da ırzına geçerek öldüren hayvan yine bizim vatandaşımız olmaktadır.

Son söz: Ölü bir turist bütün ülkeye zarar verir