Dünyayı başkalarının gözleriyle ya da kendi gözlerinle görmenin farkı nedir?
Başkalarının gözleriyle dünyayı görmek nasıl olur?
Dünya, size birileri tarafından kendi istedikleri gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.
Her türlü yayın organı marifetiyle kendi istekleri doğrultusunda yayın yaparak, doğru, yanlış, yalan veya kafa karışıklığı yaratacak olan her türlü okumuş, aydın, cahil, yarı cahillerin bir şekilde etki altında kalacağı programlarla anlatmaya çalışacaklardır dünyada olan bitenleri.
Ve bunun en güzel örneği senelerdir ülkemizde denenerek yaşanmaktadır.
Siz farkında dahi olmadan size tepeden bakarak, beyninize bir şeylerin yerleşmesi sağlanmaktadır. Yolda araba sürerken, altından geçtiğiniz bir üstgeçide asılan afişte yazılanlar, beyniniz tarafından, siz isteseniz de istemeseniz de algılanmaktadır.
Ne yazmaktadır o afişlerde; size komut veren ve sizi yönlendirecek olan her türlüsünden söylemlerdir onlar.
TV’lerde, radyolarda yayınlanan programlardan, gazete köşelerinde yazılanlardan, haber başlıklarına kadar olanlar ise gelecek dönemlerde, yüksek eğitim kurumlarında tez konuları olarak ele alınacaklardır.
21. Yüzyılda bunun adına algı operasyonları, toplum mühendisliği v.s denmekte.
Eğer siz, bu gözlüklerle dünyaya bakmaya çalışırsanız, göreceğiniz ve algılamaya çalışacağınız dünya, birilerinin size göstermek istediği şekilde bir dünya olacaktır.
“The Truman Show” adlı filim, sahte dünyanın size nasıl gösterilmeye çalışıldığı ya da gösterildiği bir dünyayı anlatan en güzel örneklerdendir.
Tüm tarih boyunca, yinelenen ve yinelecek olan bu filim, toplumlarda birilerinin göstermek istediklerinin veya tam tersi göstermek istemediklerinin bir uzantısı olacaktır.
Rus askerleri Berlin’e girdiği zaman, zafer sarhoşluğu yaşayan Almanlar neyle karşı karşıya olduklarını anlamakta zorlandıkları gibi, Balkan Savaşları yenilgisinde neye uğradıklarını anlayamayan Osmanlılarda zafer sarhoşluğu içerisindeydiler.
Sonra ebelerininkini gördüler!
Yandaş ya da havuz medyası denilen oluşum, dünyayı kendi gözlerinizle görmenizi engelleyen bu yapının en önemli unsurudur.
Bir doktorun reçetesini andıran özelliklerdeki hapları içmenizi sağlayarak, sizi istedikleri şekilde yönlendirmekte ve doğruları gizlemektedirler.
Peki, tüm bunlara karşı nasıl bir direnç, nasıl bir karşı koyuş sağlanmalıdır gerçeği yakalamak ya da algılayabilmek adına.
Tüm dünyada var olan ve değişik şekillerde tezgâhlanan bu oyun, gerçeklerin üzerini örtmekte ne kadar başarılı olursa olsun, gerçeklerin bir şekilde ortaya çıkmak gibi bir eğilimi vardır ve asla gizlenemezler.
Ve bu gerçeklerin ortaya dökülmesine yardımcı olan “SANAT” ise, size gösterilmek istenilen dünyayı bozan, görmenizi istediği şekilde görmenize mani olan ve kendi gözlerinizle dünyayı görmenizi sağlayan en önemli oluşumdur.
Onun içindir ki, sanata düşmandırlar.
Sanatı ucube olarak görürler.
Yas ilan ederler ama aslında amaçları müziği yasaklamaktır.
Ülkem uyan artık, gide gide kalan yolunun bir adım daha ötesi yoktur.
Sanatı görmeye, müziği duymaya çalış.