İZNİK ÇİNİLERİNİN CİNSİYETİ

ElifthModern ve gelenek arasındaki çatışma içerisinde, dönüşen cinsiyet ve sınıf kavramları: Elif Uras – Nicaea

Elif Uras’ın, Nicaea başlıklı kişisel sergisi, 3 Mayıs – 25 Ekim 2015 tarihleri arasında, The Aldrich Contemporary Art Museum ev sahipliğinde gerçekleşiyor.

Sanatçının İznik Vakfı’nın atölyelerinde ürettiği seramik eserler, Batı sanat tarihine yaptığı referansları, İznik geleneğinden esinlenen motiflerle birleştirirken, modern ve gelenek arasındaki çatışma içerisinde dönüşen cinsiyet ve sınıf kavramlarına eğiliyor.

İznik çinilerinin, tarihsel olarak, geleneksel toplumun ataerkil (*) şartlarını yansıttığı gerçeğinden yola çıkan sanatçı, işlerinde bu yaklaşımı tersine çevirerek kadını ön plana çıkarıyor. Okumaya devam et

FALLİK SANATÇI (*)

22 Aralık 1966 Batman doğumlu olan Ahmet Güneştekin, küçük yaşlarda resme başlar. İlk ödülünü de ilkokul 3’e giderken 9 yaşında alır. Ve yağlı boya ile ilk tanışıklığı da o zaman olur. Sonrasında devamlı olarak çalışmalarını sürdürür. Bunun yanında edebiyata olan ilgisi de daha o yaşlarda belirir. Lise yıllarına gelindiğinde okulun salonunda ilk kişisel resim sergisini açar. Mezuniyetinin hemen ardından M.S.Ü Güzel Sanatlar Akademisi’ne girer. Bir süre sonra akademiyi bırakır, lisans eğitimini sonraki yıllarda Anadolu Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde tamamlar. Bir süre ticarete atılır ama sonrasında resme geri dönüş yapar. 1997’de Beyoğlu’nda ilk atölyesini kurar, karma ve kişisel birçok sergi açar.

Ahmet Güneştekin’in ‘Milion Taşı’ adlı kişisel sergisi, 56.Venedik Bienali’ne paralel sergilerden biri olarak La Pieta’da açıldı. Serginin mimari konsepti, Emre Arolat’a ait. Küratörü ise Amerikalı Mathew Drutt. Serginin merkezinde, Güneştekin’in Sultanahmet Meydanı’nda duran Roma döneminden kalma Milion Taşı’ndan esinlenerek yaptığı dört metrelik taş heykel yer alıyor.

milion

Ahmet Güneştekin Milion Taşı

4.yüzyıla tarihlenen, Roma İmparatorluğu şehirlerine ulaşan tüm yolların ölçümünde sembolik bir başlangıç noktası olarak kabul edilen ve dünyanın merkezine işaret ettiğine inanılan Milion Taşı’nı Güneştekin; fallusun, eril gücün sembolü olarak yorumluyor. Okumaya devam et

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Ve kadınlar
bizim kadınlarımız
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yârimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız.

Nazım Hikmet

Kadına şiddete karşı üniversitelerde yeni bir ders okutulması düşünülüyor (muş)…

Duyda inanma! Okumaya devam et

ÜNİVERSİTE DEĞİL TEKKE

Scan

Ülkemizde, Askeri Tıp Akademisi, Kara, Deniz ve Hava Harp Okulları ile Vakıf Üniversiteleri dâhil bugün tam 180 adet üniversitemiz bulunmakta.

Tüm dünyadaki mevcut üniversiteler işe yararlık açısından çeşitli faktörlere bağlı olarak bir değerlendirme ve sıralamaya tabi tutulmakta. Bu işi yapanda, Britanya kökenli, Times Higher Education adlı bir şirket.

Bu şirket, dünya çapında 50 yaşın altındaki üniversiteleri başarılarına göre değerlendirerek bir sıralamaya tabi tutmakta. Ülkemizde, adları ön sıralarda yer alan 3 adet Vakıf Üniversitesinin de bu değerlendirmede bulunduğunu sevinerek gördük.

Peki, son 50 yılda kurulan devlet üniversiteleri nerede, onlar neden bu listede yoklar? Okumaya devam et

IHLARA VADİSİ’NDE DOĞA KATLİAMI

Ihlara Vadisi Genel Görünümü

Ihlara Vadisi Genel Görünümü

Ihlara Vadisi, adını aldığı Ihlara Kasabası’nda başlar, Selime Kasabası’nda son bulur. Toplam 14km uzunluğundadır. Ihlara Vadisi birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Sırası ile İ.Ö. 1900’lü yıllarda Hititler, Asurlular ve Mısırlılardan korunmak amacı ile yerleşmiş, İ.Ö. 1200 yılında Anadolu’yu istila eden Frigler, Hitit Devletine son vermişler ve bölge Frigler egemenliği altına girmiştir.

IHLARAVADİ9

Daha sonra Kapadokya krallığı kurulmuş ve Kral Archelus adı verilmiştir. Sonra Roma İmparatorluğu kurulmuştur. Hz. İsa’nın doğumu ve peygamberliğini ilan etmesinden sonra bölgede tek tanrılı dine geçiş sonrasında yeni savaşlar başlamış ve Ihlara Vadisi korunma amaçlı olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Roma İmparatoru Constantinus’un 313 yılında Hıristiyanlığın serbestçe yayılabilen bir din olduğunu benimsemesinden sonra bölgede yine savunma ve ibadet amaçlı birçok kilise inşa edilmiştir. İmparatorun annesi Helena’nın da Kudüs’e hacca giderken bu bölgeden geçmesi de dini etkinlikleri arttıran bir faktör olmuştur. Okumaya devam et