İstanbul’a yapılcak olan Koç Müzesi
(Iskalamak=Hedefe denk getirememek)
İstanbul için “Dünya Kenti” yakıştırması yapılmakta. İnşaattan turizme kadar farklı sektörlerden girişimciler, kendi gündemlerindeki projeleri, dünya kenti olma süreciyle doğrudan ilişkili olmasa da, “İstanbul’u bir dünya kenti yapmanın” parçası gibi sunabilmenin yollarını aramaktadırlar. Okumaya devam et
YÜZYILIN SERGİSİ Teşhir-i İhtişam
Ülkemizin, TV yayınlarıyla tanışmasının üzerinden, yarım yüzyıldan fazla bir zaman geçmiş, az zaman sayılmaz, zaten teknolojik anlamda geçmişe yönelik olarak yaşananları göz önüne alacak olursak çok büyük bir zaman kaybından söz edebilmenin mümkün olmadığını da kabul etmemiz gerekir. Bu konuda matbaanın icadından ne kadar zaman sonra ülkemize geldiğini anımsamak yeterli olacaktır. Ancak, kabul edilecek olan, bu zaman sürecinde ne kadar ve ne hızla yol alındığının bilinmesi gerektiğidir. Bu sürecin aynı zamanda, ivme kazanarak yokuş aşağı giden bir aracın hızlanması gibi göz önüne alınarak değerlendirilmesi yapılmalıdır. Okumaya devam et
Resmi Irak gezisinde araba kazası geçiren başbakanın, aşçısı ile garsonunun yaralandığı haberi üzerine, ülkemizde bürokratik makamlarda görev yapan değerli kamu yöneticilerinin tercihlerinin bazı zamanlarda ifrata yaklaşan tutumlarını, bir ekonomist ve yazar olan hocamız, yıllar öncesinde bizlere şöyle anlatmıştı:
Sümerbank’a Genel Müdür olarak atandığım ilk günde, öğlen saatlerinde, smokin giyen, beyaz eldivenli bir adam, üzerinde gümüş tepsi olan servis arabasını iterek masama doğru yaklaşmaktaydı.
-Hayrola, ne getiriyorsun?
-Öğlen yemeğinizi, beyefendi.
-Ama ben bir şey istemedim.
-Önceki genel müdür öğlen yemeklerini bu şekilde alırdı.
-Sen şimdi, bunları al ve geri götür, ben aşağıya yemekhaneye ineceğim ve yemeğimi herkes gibi orada yiyeceğim, bir daha bana bu şekilde bir şey getirmeni istemiyorum.Kısa süren bu diyalogdan sonra, yemekhaneye inerek masaya oturduğum zaman kimse benim genel müdür olduğumu anlamamıştı…
Yurt içi ve yurt dışı gezilerinde görmeye alıştığımız, korumalar ile geride görmediğimiz ve bilmediğimiz özel görevliler ordusuyla yola çıkan üst düzey yöneticilerin imajları artık bir gölge gibi arkalarında uzamakta, dünyada gittikleri yerlerde hayret ve şaşkınlık uyandırmaktadırlar. Osmanlı bürokrasi geleneği, Cumhuriyete rağmen olanca hızıyla devam etmekte her yerde bir şaşa, bir gösteriş, abartılı şekilde ortaya konmaktadır. Yakın zamanda ülkemize gelen Papa sıradan bir araçla ziyaretlerini tamamladı ve görmeye hiçte alışık olmadığımız bir manzarayı bizlere hatırlattı.
Papa İstanbul’da
ABD ile AB’nin, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı çerçevesinde, AB’nin başka ülkelerle imzaladığı anlaşmaların Türkiye’de geçerli olmayacağına dair herhangi bir hüküm yok. AB, başka ülkelerle Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalayınca, bu ülkeler Türkiye’ye de sıfır gümrükle ihracat yapabiliyorlar. Bu durumda ABD Türkiye’ye sıfır gümrükle ihracat yapabilecek. ABD ile AB arasındaki anlaşmada Türkiye korunmazsa, AB Bakanı Volkan Bozkır, gerekirse Türkiye’nin, Gümrük Birliği anlaşmasını dondurma zorunluluğun ortaya çıkacağını belirtmekte.
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (Transatlantic Trade and Investment Partnership– TTIP) anlaşması, özellikle yükselmekte olan ülkeler karşısında, AB ve ABD’nin, dünya ticaret sisteminde “oyunun kurallarını” yeniden belirleyecek bir güce sahip olmasının yollarının açılmasıdır.
Ülke ekonomimizin rotası, artık öncelikli dönüşüm programında yer alan inovasyon temelli büyüme modeline doğru evrilerek yol alacak.
Peki, “Öncelikli Dönüşüm Programı” ne demek?
Şöyle açıklanmakta 10.Kalkınma Planında;
2023 hedeflerine ve Onuncu Kalkınma Planının amaçlarına ulaşılabilmesi açısından önem taşıyan, temel yapısal sorunlara çözüm olabilecek, dönüşüm sürecine katkıda bulunabilecek, genellikle birden fazla bakanlığın sorumluluk alanına giren, kurumlar arası etkin koordinasyon ve sorumluluk gerektiren kritik reform alanları için tasarlanan programlardır.
Temel yapısal sorunlar olarak öngörülen ana başlıklar ise şöyle yer almakta Onuncu Kalkınma Planında: